rockım Tam Üye
Mesaj Sayısı : 73 Kayıt tarihi : 26/07/09 Nerden : isTanbuL
| Konu: Linkin Park Şarkı Sözleri (Çevirili) Ptsi 03 Ağus. 2009, 21:28 | |
| With you
I woke up in a dream today (bugün bir rüyaya uyandım) To the cold of the static (değişmeyen soğukluğa) And put my cold feet on the floor (ve soğuk ayaklarımı zemine koydum) Forgot all about yesterday (dün hakkındaki herşeyi unuttum) Remembering I'm pretending to be Where I'm not anymore (daha fazla olduğum yerde değilmişim gibi davrandığımı hatırlayarak) A little taste of hypocrisy (biraz iki yüzlülük tadıyla) And I'm left in the wake of the mistake (ve hatalar dalgasının içine bırakıldım) Slow to react (yavaşça tepki göstererek) And even though you're so close to me (ve bana ne kadar yakın olsanda) You're still so distant (haleda çok uzaksın) And I cant bring you back
It's true the way I feel (hissettiğim şey doğru) Was promised by your face (yüzüne bakarak yemin ettim) The sound of your voice (sesinin tonu) Painted on my memories (hayallerimi süslüyor) Even if you're not with me (benimle olmasanda) I'm with you (ben seninleyim)
You know I see keeping everything inside (with you) (şimdi biliyorsun herşeyimi içimde tuttuğumu)(seninle) You know I see even when I close my eyes (with you) şimdi biliyorsun seninle gözlerimi kapattığımı)(seninle)
I hit you and you hit me back (sana vurdum ve sen beni sırtımdan vurdun) We fall to the floor (yere düştük) The rest of the day stands still (günün geri kalan kısmında oturur) Fine line between this and that (bunun ve onun arasında iyi bir alan) When things go wrong (bir şeyler ters gittiği zaman) I pretend that the past isn't real (geçmiştekiler gerçek değil gibi davranıyorum) I'm trapped in this memory (bu hatıraya düşürüldüm) And I'm left in the wake of the mistake (ve hatalar dalgası arasına bırakıldım) Slow to react (yavaşça direnerek) So even though you're close to me (bana yakın olsanda) You're still so distant (haleda çok uzaksın) And I can't bring you back (seni geri getiremem)
It's true the way I feel (hissettiğim şey doğru) Was promised by your face (suradına bakarak yemin ettim) The sound of your voice (sesinin tonu) Painted on my memories (hayallerimi süslüyor) Even if you're not with me (benimle olmasanda) I'm with you (ben seninleyim)
You know I see keeping everything inside (with you) (şimdi biliyorsun herşeyimi içimde tuttuğumu)(seninle) You know I see even when I close my eyes (with you) şimdi biliyorsun seninle gözlerimi kapattığımı)(seninle) You know I see keeping everything inside (with you) (şimdi biliyorsun herşeyimi içimde tutuğumu)(seninle) You know I see even when I close my eyes (with you) şimdi biliyorsun seninle gözlerimi kapattığımı)(seninle)
No, no matter how far we've come (ne kadar uzaklaştığımız önemli değil) I cant wait to see tomorrow (yarını görmek için bekleyemem) No matter how far we've come I, (ne kadar uzaklaştğımız önemli değil ben,) I cant wait to see tomorrow (yarını görmek için bekleyemem) (With you) (seninle)
You know I see keeping everything inside (with you) (şimdi biliyorsun herşeyimi içimde tuttuğumu)(seninle) You know I see even when I close my eyes (with you) (şimdi biliyorsun seninle gözlerimi kapattığımı)(seninle) You know I see keeping everything inside (with you) (şimdi biliyorsun herşeyimi içimde tuttuğumu)(seninle) You know I see even when I close my eyes (with you) (şimdi biliyorsun seninle gözlerimi kapattığımı)(seninle)
What I`ve done
In this farewell, Bu veda da There's no blood, Kan yok There's no alibi. Özür yok 'Cause I've drawn regret, From the truth of a thousand lies. Çünkü pişmanlığa boğuldum bin tane yalanın gerçeğinden
So let mercy come, And wash away O yüzden bırak merhamet gelsin ve temizlesin
What I've Done. Ne yaptım ben I'll face myself, Kendimle yüzleşeceğim To cross out what I've become. Dönüştüğüm şeyin üstünü karalamak için Erase myself, Kendimi silmek And let go of what I've done. Ve yaptığım şeyden kurtulmak için
Put to rest, What you thought of me. Dinlenmesine izin ver benimle ilgili düşündüğün şeyin While I clean this slate, With the hands, Of uncertainty Ben kuşkunun elleriyle geçmişteki hataları silerken
So let mercy come, And wash away O yüzden bırak merhamet gelsin ve temizlesin
What I've Done. Ne yaptım ben I'll face myself Kendimle yüzleşeceğim To cross out what I've become. Dönüştüğüm şeyin üstünü karalamak için Erase myself, Kendimi silmek And let go of what I've done. Ve yaptığım şeyden kurtulmak için
For What I've Done I'll start again, Yaptığım şey yüzünden tekrardan başlıyorum And whatever pain may come. Ve ne kadar acı verirse versin Today this ends, Bu bugün bitecek I'm forgiving what Ive done Yaptığım şeyi bağışlıyorum
I'll face myself, Kendimle yüzleşeceğim To cross out what I've become. Dönüştüğüm şeyin üstünü karalamak için Erase myself, Kendimi silmek And let go of what I've done. Ve yaptığım şeyden kurtulmak için
What I've done. Ne yaptım ben
Forgiving What I've Done. Yaptığım şeyi bağışlıyorum
Numb
I'm tired of being what you want me to be Senin istediğin gibi olmaktan sıkıldım
Feeling so faithless lost under the surface Yerin altında inançsız bir sekilde kaybolumuş hissediyorum.
Don't know what you're expecting of me Benden ne beklediğini bilmiyorum
Put under the pressure of walking in your shoes Ayakkabinin içinde yürümenin baskısı altındayım
Every step I take is another mistake to you Attığım her adim sana göre yeni bir yanlış
Nakarat :
[ I've become so numb I can't feel you there O kadar hissizleştim ki senin burada olduğunu fark edemiyorum
I've become so tired Çok yoruldum
So much more aware I'm becoming this Ne hale geldiğimin çok daha fazla farkına vardım
All I want to do is be more like me and be less like you Tek istediğim daha cok benim gibi, daha az senin gibi olmak ]
Can't you see that you're smothering me Beni boğduğunu göremiyormusun
Holding too tightly afraid to lose control Kontrolu kaybetme korkusu ile çok sıkı tuttuğunu
Cause everything that you thought I would be Çünkü benim olabileceğimi sandiğin her şey
Has fallen apart right in front of you Dağılıverdi gozünün önünde
Every step that I take is another mistake to you Attığım her adim sana göre yeni bir yanlış
And every second I waste is more than I can take Ve harcadiğim her saniye dayanabileceğimden fazla
Nakarat
And I know Ve biliyorum
I may end up failing too Hüsrana da uğrayabilirim
But I know Ama biliyorum
You were just like me with someone disappointed in you Sende hayal kırıklığına uğrayan biriyle tıpkı benim gibiydin
İn the end
(It starts with) One thing / Bir şeyle başlıyor
I don't know why It doesn't even matter how hard you try Ne kadar uğraşırsan uğraş hiçbir önemi yok, neden bilmiyorum.
Keep that in mind / Aklında şunu tut
I designed this rhyme To explain in due time Bu şiiri(güfteyi) uygun zamanda açıklamak için yazdım(tasarladım)
All I know time is a valuable thing Tek bildiğim zaman değerli bir şeydir
Watch it fly by as the pendulum swings Sarkaç sallanırken onun uçup gitmesini seyret
Watch it count down to the end of the day Günün sonuna kadar zamanın geriye doğru sayımını izle
The clock ticks life away Saat hayatı uzaklaştırarak işliyor
It's so unreal Bu çok gerçekdışı
Didn't look out below Dışarıdan aşağıya bakmadım
Watch the time go right out the window Zamanı pencerenin önünden geçip giderken seyret
Trying to hold on Tutunamaya çalışırken
/ but didn't even know Wasted it all just to Watch you go Ama zamanı sadece senin gitmeni izlemek için harcadığımı bile bilmiyordum
I kept everything inside and even though I tried / Herşeyi içimde tuttum ve uğraşmama rağmen
it all fell apart Herşey dağılıverdi
What it meant to me / will eventually / be a memory / of a time when I tried so hard Böylesine fazla uğraşırsam bütün bunların bana ifade ettiği eninde sonunda sadece bir hatıradan ibaret olacak
And got so far Ve o kadar ileri gittim
But in the end It doesn't even matter Ama en sonunda hiçbir önemi bile kalmadı
I had to fall To lose it all Hepsini kaybetmek için düşmeliydim
But in the end It doesn't even matter Ama en sounda hiçbir önemi kalmadı
One thing / I don't know why It doesn't even matter how hard you try Bir şey.... Ne kadar uğraştığının hiçbir önemi kalmıyor,neden bilmiyorum
Keep that in mind / I designed this rhyme To remind myself how I tried so hard Şunu bil ki(aklında tut ki) bu şiiri(güfteyi) kendime ne kadar çok uğraştığımı hatırlatmak için yazdım
In spite of the way you were mocking me Acting like I was part of your property Benle dalha geçip durmana rağmen, senin bir parçanmışım gibi hareket ediyordum
Remembering all the times you fought with me I'm surprised it got so (far) Kavga ettiğimiz zamanları hatırlıyorum da nasıl bu kadar ileri gitti şaşırıyorum
Things aren't the way they were before Hiçbirşey eskisi gibi değil artık
You wouldn't even recognize me anymore Beni artık tanıyamazsın bile
Not that you knew me back then Beni yeniden tanıyacaksın sonra
But it all comes back to me Ama hepsi bana geri dönüyor
In the end en sonunda
I kept everything inside and even though I tried / Herşeyi içimde tuttum ve uğraşmama rağmen it all fell apart Herşey dağılıverdi
What it meant to me / will eventually / be a memory / of a time when I tried so hard Böylesine fazla uğraşırsam bütün bunların bana ifade ettiği eninde sonunda sadece bir hatıradan ibaret olacak
And got so far Ve o kadar ileri gittim
But in the end It doesn't even matter Ama en sonunda hiçbir önemi bile kalmadı
I had to fall To lose it all Hepsini kaybetmek için düşmeliydim
But in the end It doesn't even matter Ama en sounda hiçbir önemi kalmadı
I've put my trust in you Sana güvenmiştim
Pushed as far as I can go Gidebileceğim yere kadar zorlamıştım
And for all this There's only one thing you should know Ve bütün bunlar için bilmen gereken tek şey var
I've put my trust in you Sana güvenmiştim
Pushed as far as I can go Gidebileceğim yere kadar zorlamıştım
And for all this There's only one thing you should know Ve bütün bunlar için bilmen gereken tek şey var
I tried so hard O kadar çok uğraştım
And got so far Ve o kadar ileri gittim
But in the end It doesn't even matter Ama en sonunda hiçbir önemi bile kalmadı
I had to fall To lose it all Hepsini kaybetmek için düşmeliydim
But in the end It doesn't even matter Ama en sounda hiçbir önemi kalmadı
Faint
Crawling in my skin Tenimde sürünüyor
These wounds they will not heal Bu yaralar hiç iyileşmeyecek
Fear is how I fall Nasıl düşersem korkudur
Confusing what is real Gerçeği karmakarışık yapan ne
Theres something inside me that pulls breath the surface Bazı şeyler beni dış görünüşü altına çeker
Consuming&confusing Tükeniyorum&şaşırıyorum
This lack of self-control I fear is never ending Kontrolümden yoksunum,asla sona ermeyeceğinden korkuyorum
Controlling&I cant seem Kontrollü görünemiyorum
To find myself again Kendimi buluyorum yine
My walls are closing in Kapalı duvarların içinde
Without a sense of confidence and Im convinced that theres just too much pressure to take Güvensiz duygular ve daha fazla baskı altında olacağıma inandırdım
Ive felt this way before Bu yoldan önce hissetmek zorundaydım
So insecure Öyle güvenilmez
Crawling in my skin Tenimde sürünüyor
These wounds they will not heal Bu yaralar hiç iyileşmeyecek
Fear is how I fall Nasıl düşersem korkudur
Confusing what is real Gerçeği karmakarışık yapan ne
Discomfort,endlessly has pulled itself upon me Rahatsızlık,sonsuzluk beni kendisine çekti
Distracting&reacting Dikkatimi dağıtıyor&tepki gösteriyorum
Against my will I stand beside my own reflection Yanı başımdaki yansımam bana karşı duruyor
Its haunting how I cant seem Nasıl görünemiyorsam aklımdan çıkmıyor
Crawling
Crawling in my skin Tenimde sürünüyor
These wounds they will not heal Bu yaralar hiç iyileşmeyecek
Fear is how I fall Nasıl düşersem korkudur
Confusing what is real Gerçeği karmakarışık yapan ne
Theres something inside me that pulls breath the surface Bazı şeyler beni dış görünüşü altına çeker
Consuming&confusing Tükeniyorum&şaşırıyorum
This lack of self-control I fear is never ending Kontrolümden yoksunum,asla sona ermeyeceğinden korkuyorum
Controlling&I cant seem Kontrollü görünemiyorum
To find myself again Kendimi buluyorum yine
My walls are closing in Kapalı duvarların içinde
Without a sense of confidence and Im convinced that theres just too much pressure to take Güvensiz duygular ve daha fazla baskı altında olacağıma inandırdım
Ive felt this way before Bu yoldan önce hissetmek zorundaydım
So insecure Öyle güvenilmez
Crawling in my skin Tenimde sürünüyor
These wounds they will not heal Bu yaralar hiç iyileşmeyecek
Fear is how I fall Nasıl düşersem korkudur
Confusing what is real Gerçeği karmakarışık yapan ne
Discomfort,endlessly has pulled itself upon me Rahatsızlık,sonsuzluk beni kendisine çekti
Distracting&reacting Dikkatimi dağıtıyor&tepki gösteriyorum
Against my will I stand beside my own reflection Yanı başımdaki yansımam bana karşı duruyor
Its haunting how I cant seem Nasıl görünemiyorsam aklımdan çıkmıyor
| |
| |
|
rockım Tam Üye
Mesaj Sayısı : 73 Kayıt tarihi : 26/07/09 Nerden : isTanbuL
| |
rockım Tam Üye
Mesaj Sayısı : 73 Kayıt tarihi : 26/07/09 Nerden : isTanbuL
| Konu: Geri: Linkin Park Şarkı Sözleri (Çevirili) Ptsi 03 Ağus. 2009, 21:32 | |
| Shadow Of The Day
(GÜNÜN KARANLIĞI)
Pencerenin altındaki iki kilidi de kapattım Her iki perdeyi de çektim ve arkamı döndüm
Bazen çözümler o kadar da basit olmaz Bazen elveda demek tek çaredir
Ve güneş senin için doğacak Güneş senin için doğacak
Ve günün karanlığı Dünyayı sönük bir şekilde kaplayacak
Ve güneş senin için doğacak
Pencerenin üzerindeki çiçekler ve kartların içinde Arkadaşların kalman için sana yalvarır
Bazen başlangıçlar o kadar da basit olmaz Bazen elveda demek tek çaredir
From The Inside
I don't know who to trust no surprise Bilmiyorum kime güveneceğimi şaşırmadan
[Everyone feels so far away from me] [Herkes benden uzaktaymış gibi geliyor]
Heavy thoughts sift through dust and the lies Ağır düşünceler, tozu ve yalanları gözden geçiriyor
Trying not to break but I'm so tired of this deceit Kırılmamaya çalışıyorum ama çok yoruldum bu yalancılıktan
Everytime I try to make myself get back upon my feet Ne zaman kendimi yeniden ayaklarımın üzerinde durdurmaya çalışsam
All I ever think about is this Üzerinde tüm düşündüğüm bu
All the tiring time between Aradaki tüm yorucu zaman
And how trying to put my trust in you just takes so much out of me Ve güvenimi sana vermeye çalışmanın benden ne çok şey götürdüğünü
I take everything from the inside and throw it all away İçeriden her şeyi alıyorum ve hepsini fırlatıp atıyorum
'Cause I swear for the last time I won't trust myself with you Çünkü senin hakkında kendime güvenmeyeceğime son kez yemin ediyorum
Tension is building inside steadily Gerginlik içimde sürekli kuruluyor
[everyone feels so far away from me] [Herkes benden uzaktaymış gibi geliyor]
Heavy thoughts forcing their way out of me Ağır düşünceler yollarını benden uzaklaşmaya zorluyorlar
Trying not to break but I'm so tired of this deceit Kırılmamaya çalışıyorum ama çok yoruldum bu yalancılıktan
Everytime I try to make myself get back up on my feet Ne zaman kendimi yeniden ayaklarımın üzerinde durdurmaya çalışsam
All I ever think about is this Üzerinde tüm düşündüğüm bu
All the tiring time between Aradaki tüm yorucu zaman
And how trying to put my trust in you just takes so much out of me Ve güvenimi sana vermeye çalışmanın benden ne çok şey götürdüğünü
I take everything from the inside and throw it all away İçeriden her şeyi alıyorum ve hepsini fırlatıp atıyorum
'Cause I swear for the last time I won't trust myself with you Çünkü senin hakkında kendime güvenmeyeceğime son kez yemin ediyorum
I won't waste myself on you Kendimi seninle harcamayacağım
You Seninle
You Seninle
Waste myself on you Kendimi seninle harcamayacağım
You Seninle
You Seninle
I'll take everything from the inside and throw it all away İçeriden her şeyi alacağım ve hepsini atacağım
'Cause I swear for the last time I won't trust myself with you Çünkü senin hakkında kendime güvenmeyeceğime son kez yemin ediyorum
I Take everything from the inside and just throw it all away İçeriden her şeyi alıyorum ve hepsini fırlatıp atıyorum
'Cause I swear for the last time I won't trust myself with you Çünkü senin hakkında kendime güvenmeyeceğime son kez yemin ediyorum
You Sen
You Sen | |
|